top of page
Adam gazete okuma

Corona (COVÄ°D-19) Virüsünün Lojistik Sektörü ve Taşımacılık SözleÅŸmeleri Üzerindeki Etkisi ile Mücbir Sebep Durumu

Bir Ä°mza

Öncelikle, Türk Hukukunda mücbir sebep (force majeure) kavramını, hükümlerini ve sonuçlarını genel olarak düzenleyen bir hüküm mevcut deÄŸildir. Yalnızca bazı hükümlerde (TBK m. 373/2, TBK m.579/1, Türk Petrol Kanunu m. 16, Kamu Ä°hale Kanunu m. 10, …) mücbir sebep nedeniyle sorumluluktan kurtulma durumundan bahsedilmiÅŸtir. Mücbir sebep genel olarak, sözleÅŸme kurulurken taraflarca öngörülemeyen ve kaçınılmaz olan dışsal yani harici olan (borçlunun faaliyet veya iÅŸletmesinin dışında ortaya çıkan) bir olaydır. Mücbir sebep doÄŸa olayı olabileceÄŸi gibi hukuki iÅŸlem veya karardan (ihraç ve ithalat yasağı gibi) da kaynaklanabilir. Deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doÄŸal afetler mücbir sebep sayılır. Günümüzde hakim görüÅŸ olarak[1]; mücbir sebep, haksız fiildeki davranış ile zarar arasındaki nedensellik bağını keser. Bu sebeple mücbir sebebin meydana gelmesi ve borcun mücbir sebep dolayısı ile ifa edilemeyeceÄŸi de ispatlanması durumunda, kanunun ilgili hükümlerinde belirtilen haller olmasa dahi borçlu, borcun ifasından ve tazminat ödeme yükümlülüÄŸünden kurtulur.

​

Yukarıdaki açıklamadan da anlaşılacağı gibi mücbir sebebin bir takım unsurları vardır. Öncelikle mücbir sebep, zorlayıcı bir olaydır. Bu olay doÄŸal, sosyal veya hukuki bir olay olabileceÄŸi gibi insana baÄŸlı beÅŸeri bir olay da olabilir. Bu olay, zarar verenin faaliyet ve iÅŸletmesi dışında kalan bir olay olmalıdır. Mücbir sebep sebebiyle zarar veren, bir davranış normunu veya sözleÅŸmeden doÄŸan bir borcu ihlal etmiÅŸ olmalıdır. Yine mücbir sebep, davranış normunun ihlali ya da borca aykırılığın sebebi olmalı ve kaçınılmaz bir ÅŸekilde buna yol açmış olmalıdır. Kaçınılmazlık kavramı, mücbir sebep yönünden karşı konulmazlık ve önlenemezlik kavramını da kapsar. Mücbir sebebin bir diÄŸer unsuru ise öngörülmezliktir.

 

Bugün itibariyle birçok ülkede meydana gelen ve halen yayılmaya devam eden Covid-19 salgının kural olarak mücbir sebep olarak kabul edilmesi gerekmektedir. Ancak objektif olarak tek başına bu salgının varlığı, mücbir sebep iddiasını haklı kılmayacaktır. SözleÅŸmenin tarafı açısından, bu salgının sözleÅŸmeye konu olan borcun ifasını engelleyen, imkansızlaÅŸtıran bir illiyet (nedensellik) bağı da aranacaktır. Öncelikle sözleÅŸmeye uygulanacak hukukun tespiti gündeme gelecektir çünkü uygulanacak ülke hukukuna göre mücbir sebebin tanımı ve hükümleri deÄŸiÅŸecektir. Somut olayın özelliklerine göre; sözleÅŸme nezdinde mücbir sebep halleri sınırlı sayıda sayılıp sayılmadığına bakılması gerekecektir, sözleÅŸmenin ifa yeri açısından alınan corona - virüs önlemleri sözleÅŸmenin ifasını etkileyebilecek düzeyde mi diye bakılması gerekecektir, sözleÅŸme ve mevzuat kapsamında (özellikle CMR) düzenlenen ÅŸekil ÅŸartlarına uygun bildirimde bulunulup bulunulmadığına da bakılması gerekecektir.

Yani objektif olarak her durumda Covid-19 salgının mücbir sebep olarak adlandırılması mümkün olmayacaktır ve alternatif ifa yollarının olup olmadığına bakılacaktır çünkü, her ülke aynı ÅŸekil ve düzeyde koronavirüs önlemi de almamaktadır.

 

Ayrıca Dünya SaÄŸlık Örgütü (WHO) de 11 Mart 2020 tarihinde, Covid-19’u bir pandemik, salgın hastalık olarak ilan etmiÅŸtir yani artık tüm ülkeleri kapsayan bir pandemik hastalık söz konusudur ve tüm dünyada bu hastalık, yukarda belirttiÄŸimiz somut olay ve koÅŸullar çerçevesinde borçluyu sorumluluÄŸundan kurtaracak bir mücbir sebep haline gelmiÅŸtir.

 

Ayrıca, Milletlerarası Mal Satımına Ä°liÅŸkin BirleÅŸmiÅŸ Milletler AntlaÅŸması (Convention on International Sale of Goods) yani CISG olarak bilinen bu konvansiyonun 79. maddesine göre; “Taraflardan biri yükümlülüklerinden birini ifa etmemesinin, denetimi dışında kalan bir engelden kaynaklandığını ve bu engeli, sözleÅŸmenin kurulması sırasında hesaba katmasının veya engelden ve sonuçlarından kaçınmasının veya bunları aÅŸmasının kendisinden makul olarak beklenmeyeceÄŸini ispatladığı takdirde ifa etmemeden sorumlu tutulmaz.” CISG m. 79’daki “ifa etmemenin denetim dışında kalan bir engelden kaynaklanması” ifadesi tam olarak mücbir sebep olarak tanımlanamaz ancak doktrinde CISG m. 79’un mücbir sebebi düzenleyen bir hüküm olduÄŸu kanaati hakimdir2[2]. Bu sebeple maddede sayılan, borçlunun denetimi dışında gerçekleÅŸen(dışsallık), öngörülemeyen ve karşı konulamaz bir engel meydana geldiÄŸinde bu durumunda CISG kapsamında yine mücbir sebepten bahsedebileceÄŸiz ve kural olarak da Covid-19 salgını açısından da mücbir sebep gündeme gelebilecektir. Ayrıca CISG kapsamında da bu muafiyetten yararlanabilmek için, bildirim yükümlülüÄŸünün de yerine getirilmesi gerekecektir.

 

Hasar; satılan eÅŸyanın, taraflardan herhangi birinin sorumlu olmadığı sebeplerden dolayı tamamen kullanılamaz hale gelmesi veya kısmen zarar görmesi halidir. Tarafların sorumlu olmadığı sebeplerden, mücbir sebep (bu sebeple covid-19 diyebiliriz) ve beklenmeyen hal gibi satıcının özen eksikliÄŸinin olmadığı durumlar anlaşılır. Genel olarak TBK m. 208/1’de; “Kanundan, durumun gereÄŸinden veya sözleÅŸmede öngörülen özel koÅŸullardan doÄŸan ayrık hâller dışında, satılanın yarar ve hasarı; taşınır satışlarında zilyetliÄŸin devri, taşınmaz satışlarında ise tescil anına kadar satıcıya aittir.” Bu hükümde düzenlenen hasar, bedel hasarıdır yani satılanın hasara uÄŸraması sebebiyle satıcının gereÄŸi gibi ifa yükümünden kurtulmasına raÄŸmen, alıcının satış bedelini ödemek zorunda olup olmaması halidir. Bu sebeple satış sözleÅŸmelerinde genel kural olan bu hükme göre; taşınanın zilyetliÄŸinin devri ile (teslim veya emtia senetlerinin teslimi…) bedel hasarı alıcıya geçecektir. Taşınırlarda zilyetliÄŸin devri sonra, satılan ÅŸey borçlunun kusuru olmadan telef olursa satıcı, ödenmemiÅŸ satış bedelinin ödenmesini alıcıdan isteyebilir. Ancak, Satılanın ifa yerinden (genellikle satıcının yerleÅŸim yeri, iÅŸyeri), satıcı tarafından yan borç olarak, baÅŸka bir yere gönderilmesinin kararlaÅŸtırıldığı hallerde mesafe satışından bahsedilir. Satıcı alıcının isteÄŸi üzerine satılanı ifa yerinden baÅŸka bir yere gönderirse, hasarın ve yararın, satılanın taşıyıcıya teslim edildiÄŸi anda alıcıya geçeceÄŸi kabul edilmiÅŸtir (TBK m. 208/3). TBK m. 208/3’te belirtilen “alıcının isteÄŸi üzerine” ibaresi ile anlatılmak istenen; satılanın gönderilmesinin, ancak alıcının isteÄŸi üzerine yapılması halinde, hasarın teslimle birlikte alıcıya geçeceÄŸidir yani alıcının isteÄŸi olmadan, alıcının yararına olacak düÅŸüncesiyle satılanın gönderilmesi halinde, bedel hasarı taşıyıcıya teslimle birlikte alıcıya geçmemiÅŸ kabul edilir yani hasarın alıcıya geçiÅŸi için 208. maddenin 1. Fıkrasında yer alan zilyetliÄŸin devri kuralı aranacaktır. Bu sebeple yukardaki somut durumlara göre; koronavirüs sebebiyle malların teslim edilememesi ve hasarın doÄŸması durumunda; bedel hasarının geçiÅŸ anına göre, hasarın geçiÅŸinden itibaren alıcı, satış bedelini ödemekle yükümlü olmuÅŸ olacak ve ancak satılanın kendisine gönderilmesi talebinde bulunamayacaktır. Koronavirüs örneÄŸinde yine, mücbir sebep hali öngörüldüÄŸünde, satıcının borcunun tamamlanmasının imkansızlaÅŸması da gündeme gelecektir ve bu durum satıcının sorumluluÄŸunu ortadan kaldıracaktır.

 

Hasarın geçiÅŸiyle ilgili benzer bir düzenleme de CISG 67’nci maddesinde yer almaktadır. CISG m. 67’ye göre; “Satım sözleÅŸmesi malların taşınmasını gerektiriyorsa ve satıcı malları belirli bir yerde vermeye mecbur deÄŸilse hasar, malların, alıcıya ulaÅŸtırılması amacıyla, satım sözleÅŸmesine uygun olarak ilk taşıyıcıya verilmesi ile alıcıya geçer. Satıcının malları belirli bir yerde taşıyıcıya vermesi gerekiyorsa malların o yerde taşıyıcıya verilmesine kadar hasar alıcıya geçmez...” Maddede geçen “satım sözleÅŸmesi malların taşınmasını gerektiriyorsa” ifadesi dar yorumlanmalıdır ve alıcının isteÄŸi üzerine anlamamak gerekmektedir çünkü hemen hemen CISG’e tabi tüm satım anlaÅŸmaları taşımayı gerektirecek niteliktedir bu sebeple bu ifadeden anlamamız gereken malların taşınmasının satıcı tarafından ayarlanacağını öngören sözleÅŸmelerdir yani malların taşınmasının alıcının kendi imkânlarıyla gerçekleÅŸtirildiÄŸi durumlara m. 67/(1) uygulanmaz. Malların taşınması, bizzat satıcı tarafından gerçekleÅŸtiriliyorsa, taşıyıcı bağımsızsa ise, malların taşıyıcıya teslim edilmesiyle, hasar alıcıya geçer. Bağımsız bir taşıyıcı söz konusu deÄŸilse, yan imalların taşımasını bizzat satıcı gerçekleÅŸtiriyorsa, bu taşıma iÅŸlemi sürecinde hasar alıcıya geçmez. DiÄŸer bir ifadeyle, taşıma iÅŸlemi, satıcının kendi personeli tarafından gerçekleÅŸtiriliyorsa, hasar alıcıya geçmesi söz konusu olmaz.

 

Covid-19 salgını sebebiyle birçok ülkede gümrükler kapatılmıştır ve gecikmeler yaÅŸanmıştır. Bu sebeple gecikmeden dolayı zararlar meydana gelmekte ve özellikle de dondurulmuÅŸ gıdalar da gümrükteki gecikme sebebiyle bozulmakta ve yine zarar meydana gelmektedir. Bu sebeple de yine taşıyıcının sorumluluÄŸuna gidilip gidilemeyeceÄŸi üzerinde durulması gerekecektir.

​

Uluslararası taşımacılıkta oldukça gündeme gelen CMR Konvansiyonu hükümleri, taşıma iliÅŸkilerine uygulanmaktadır ve CMR’de boÅŸluk bulunan, hüküm bulunmayan hallerde, uygulanacak hukuk Türk Hukuku ise TTK hükümlerine de bakılacaktır. 

​

Ulusal taşımalar açısından; taşıyanın zıya, hasar ve gecikmeden doÄŸan sorumluluÄŸu TTK’nın 875. Maddesinde; “Taşıyıcı, eÅŸyanın taşınmak üzere teslim alınmasından teslim edilmesine kadar geçecek süre içinde, eÅŸyanın zıyaından, hasarından veya teslimindeki gecikmeden doÄŸan zararlardan sorumludur” ÅŸeklinde düzenlenmiÅŸtir. Taşıyıcının kendisine eÅŸya teslim edildikten itibaren sorumluluÄŸu baÅŸlamakta teslim ettiÄŸi süreye kadar sorumluluÄŸu devam etmektedir. Bu süre içerisinde eÅŸya üzerinde oluÅŸacak tüm zararlardan taşıyıcı sorumlu tutulmuÅŸtur. 

​

CMR’ye tabi uluslararası taşımalarda ise, CMR m. 17/1 uyarınca; “taşımacı, yükü teslim aldığı andan, teslim edinceye kadar, bunların kısmen veya tamamen kaybından ve doÄŸacak hasardan sorumludur.” Madde hükmünün Türkçe çevirisinde her ne kadar gecikmeden doÄŸan zarardan bahsedilmese de CMR’nin Ä°ngilizce metninde yer almaktadır ve gecikmenin de sorumluluk kapsamında olduÄŸuna dair ÅŸüphe bulunmamaktadır. Taşıyıcı; taşınan eÅŸyayı, gönderilene teslim etmekte (emtianın zilyetliÄŸinin devri) gecikmesi durumunda bu sebeple sorumlu olur.

 

Taşıma süresi yani taşımanın gerçekleÅŸtirilmesi gereken süre, sözleÅŸme ile belirlenebileceÄŸi gibi; herhangi bir süre belirlenmeyen hâllerde, basiretli taşıyıcının taşımayı gerçekleÅŸtirebileceÄŸi makul süre esas alınarak da belirlenebilir. CMR m. 19 uyarınca ise teslim gecikme durumu düzenlenir; “Yük kararlaÅŸtırılan zaman süresi içinde teslim edilmemiÅŸ ise veya kararlaÅŸtırılmış zaman süresi olmadığı hallerde, taşımanın normal süresi ve özellikle parçalı yüklerde tüm yükü bir araya getirmek için gerekli zaman, çalışkan bir taşımacıya gerekli zamanı geçiyorsa teslimde gecikme var demektir.”

 

CMR m. 19 uyarınca taşıyıcının sorumluluÄŸuna gidilebilmesi için, ilk olarak taşıma süresinin aşılması, sonra da geç teslimden dolayı hak sahibinin zarara uÄŸraması ve zarar ile taşıma süresinin aşılması arasında nedensellik bağı bulunması gerekir.

 

CMR m. 14’te taşıma engellerinden; m. 15’te ise teslim engellerinden bahsedilmektedir ve bu iki engel farklı kavramlardır. Taşıma engelleri, taşıma koÅŸullarında meydana gelen engellerken; teslim engelleri, eÅŸyanın taşıyıcı tarafından gönderilene teslim edilememesi engeli ve hadisesidir. Koronavirüs kapsamında taşıyıcı tarafından, gümrüÄŸe getirilen ancak ülkeye giriÅŸ çıkış açısından gümrük iÅŸlemlerinin durdurulmasına yönelik tedbir kararı alındığından ötürü emtianın gönderilene teslim edilememesi hadisesi bir teslim engeli olarak kabul edilmelidir çünkü taşıyıcı, emtiayı teslim yerine getirmektedir fakat koÅŸullar teslimi engellemektedir. CMR m. 15 uyarınca; “Yükün teslim yerine varışından sonra koÅŸullar bunların teslimini engellediÄŸi hallerde taşımacı göndericiden talimat isteyecektir. EÄŸer alıcı yükü kabul etmezse, gönderici sevk mektubunun birinci nüshasını vermeden yük üzerinde tasarruf etme hakkına sahiptir.” Bu sebeple taşıyıcının bildirim yükümlülüÄŸü vardır. Kural olarak tasarruf hakkı sahibi gönderendir (CMR m. 12) ancak burada INCOTERMS gündeme geldiyse bu durumda tasarruf hakkı sahibi gönderilen olabilir. Bu sebeple yapılacak bildirim açısından da tasarruf hakkı sahibinin kim olduÄŸu ve taşıyıcının bildirim yükümlülüÄŸünün kime karşı yerine getirileceÄŸi de önemlidir. Emtianın teslim yerine varışından sonra koÅŸullar teslimi engellerse; taşıyıcının, eÅŸyayı, tasarruf hakkı sahibinin hesabına derhâl boÅŸaltması mümkündür. Taşıyıcının, eÅŸyayı boÅŸaltması ile taşıma iÅŸi sona ermiÅŸ sayılır; fakat, taşıyıcının sorumluluÄŸu yine de sona ermez; taşıyıcı eÅŸyayı, tasarruf hakkı sahibi olan kiÅŸi adına korumakla mükellef olur. Taşıyıcının, “tedbirli davranarak seçtiÄŸi üçüncü bir kiÅŸiye” eÅŸyayı vermesi de mümkündür (CMR m. 16/2). Ayrıca CMR m. 16/3 uyarınca da özellikle frigo taşımalar açısından dikkate alırsak, taşımaya konu olan eÅŸya çabuk bozulan cinstense, halin icabı öyle gerektiriyorsa ya da eÅŸyayı depolama giderleri malın deÄŸeri ile uyumlu deÄŸilse taşıyıcı, tasarruf hakkı sahibinden talimat beklemeksizin eÅŸyayı satabilir.

 

TTK hükümleri uyarınca da kural olarak taşıyıcı, taşınan eÅŸya üzerinde tasarruf hakkına sahip deÄŸildir ve teslim engelinin ortaya çıkması durumunda ne yapılması gerektiÄŸine kendisi karar veremez. Taşıyıcı, TTK m.868 uyarınca tasarruf hakkı sahibinden talimat almak mecburiyetinde olur (TTK m.869/I c.1). TTK m. 868/2 uyarınca da eÅŸya teslim yerine ulaÅŸtıktan sonra, emir ve talimat verme yetkisi ile eÅŸya üzerinde tasarrufta bulunma hakkını artık gönderen deÄŸil gönderilen kullanacaktır. TTK m. 868/I c.1 uyarınca; taşıyıcının yerine getirmesi gereken talimatları makul bir zaman zarfında alamadığı takdirde, tasarruf hakkı sahibinin menfaatine en uygun olacak önlemleri alır. Bu sebeple taşıyıcının ek yükümlülüÄŸü de bulunmaktadır. Özellikle frigo taşımacılıkta gündeme gelen ve niteliÄŸi sebebiyle bozulması olası bir mal taşımaya konu oluyorsa ve taşınan malın durumu bu çözümü gerektiriyorsa ya da oluÅŸacak giderler, malın deÄŸerinden ciddi miktarda fazla olacak ise taşıyıcı, TBK m. 108 uyarınca malı sattırabilir.

 

Taşıyıcının, Covid-19 sebebiyle sorumlu tutulamaması gündeme gelebilmesi açısından ise, genel olarak sorumluluktan kurtulma haline bakılması gerekir ve TTK m. 876 uyarınca, “Zıya, hasar ve gecikme, taşıyıcının en yüksek özeni göstermesine raÄŸmen kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceÄŸi sebeplerden meydana gelmiÅŸse, taşıyıcı sorumluluktan kurtulur.” Taşıyıcının sorumluluktan kurtulabilmesi isin 2 ÅŸart bir arada gerçekleÅŸmelidir yani hem gecikmenin meydana gelmesi için en yüksek özeni gösterecek hem de buna raÄŸmen kaçınamayacağı ve sonuçlarının önleyemeyeceÄŸi bir sebep ortaya çıkması gerekecektir. Yani taşıyıcı basiretli bir taşıyıcı gibi davranmalıdır ve yukarda belirttiÄŸimiz bildirim ve diÄŸer yükümlülüklerinin hepsini ve alması gereken önlemleri alması gerekmektedir. Bu sebeple koronavirüs sebebiyle gümrükte bekleyen taşıyıcının, durumu tasarruf hakkı sahibine bildirmesi gerekir ve onun emir ve talimatlarına göre hareket etmelidir. TTK’da yer alan “taşıyanın en yüksek özeni göstermesine raÄŸmen” ibaresi, CMR’da açıkça yer almasa da aynı hususun CMR m.17/f.2’deki “kaçınamayacağı” ifadesinin, “en üst düzeyde özen gösterildiÄŸi halde” kaçınılamaz ÅŸeklinde anlaşılması gerektiÄŸi CMR için de kabul edilmektedir3[3]. Bu sebeple genel sorumluluktan kurtulma ÅŸartları iki düzenleme için de ortak denilebilir.

 

“Kaçınamayacağı ve sonuçlarını önleyemeyeceÄŸi olay” ibaresi, mücbir sebepten daha geniÅŸ olarak yorumlanmalıdır4[4]. Mücbir sebepten söz edebilmek için, mutlak olarak borcun ifasını engelleyen, dıştan gelen, kaçınılamayan ve öngörülemeyen bir olay gündeme gelmelidir. Yani dışsallık unsuru, CMR m. 17/2 ve TTK m. 876 çerçevesinde aranmayan bir koÅŸuldur.

 

Taşıyıcının kaçınamadığı ve sonuçlarını öngöremediÄŸi olay kavramı, esasen iki farklı olgu olan mücbir sebep ve olaÄŸanüstü olay kavramlarını içinde barındırmaktadır. Ancak; Fransa ve Belçika'da mücbir sebep ve olaÄŸanüstü olay terimleri çoÄŸu zaman birbirinin muadili olarak, aynı olaylar için alternatif tanımlar seklinde kullanılmakta; bu durum hukukçular arasında ise görüs farklılıkları ve tartısmalara yol açmaktadır.

 

Ø ‘’Y. 11. HD. 13.4.1995 tarih E. 1792/ K. 3306 sayılı karardan: “Tasıma güzergahındaki savaÅŸ önceden beri bilinmesine göre, bu durum taşımanın gecikmesinde olaÄŸanüstü hal sayılamaz.”

 

Taşıyıcının kendi iÅŸyerinde veya kendi tasarruf alanında bir çeÅŸit olayın meydana gelmesiyle de taşıyıcı sorumluluktan kurtulabilecektir. Taşıyıcının göstermesi gereken özen basiretli bir iÅŸadamı gibi davranmaktan ötedir; en üst düzey dikkat ve özeni yani taşıyıcı özeni göstermesi gerekir[5].

 

Taşıyıcı, basiretli ve özenli bir taşıyıcı olduÄŸunu ispatlamak için; ziya, hasar ve gecikme meydana gelebilecek ortam ve ÅŸartları öngörerek; beklenen uygun tedbirleri alabilmelidir. ÖrneÄŸin, frigo taşımacılık açısından, koronavirüs sebebiyle gümrükte beklemesine raÄŸmen talimat gelene kadar veya aldıysa talimatı yerine kadar dondurucuyu hep çalıştırmalı ve emtianın hasarlanmasının, bozulmasını önlemesi gerekmektedir. Taşıyanın basiretli bir taşıyandan beklenen özeni göstermesi, sorumluluktan kurtulabilmesi için yeterli kabul edilmemektedir6[6]. Taşıyanın göstereceÄŸi özenin ölçütü objektif olup, aynı durumda deneyimli, uzman bir taşıyanın göstereceÄŸi özeninin gösterilmesi aranmaktadır. Bu sebeple koronavirüs sebebiyle gümrükteki sınırlama ve beklemeler nedeniyle taşımanın gecikmesi durumunda, koronavirüsün pandemik bir salgın hastalık olarak ilan edilmesi ile de mücbir sebep gündeme geleceÄŸinden taşıyıcının sorumluluktan kurtulması gündeme gelecektir. Ancak bu hadise tek başına yetmeyecek ayrıca taşıyıcının; bildirim yükümlülüÄŸüne uygun ve alınması gereken önlemleri de alması konusunda basiretli bir taşıyıcı gibi davranarak sorumluluktan kurtulabilecektir.

 

 

Taşıma ve Teslim Engelleri Durumunda Ne Yapılmalıdır?

 

1.TAÅžIYICI TASARRUF HAKKINA SAHÄ°P YÜKLE Ä°LGÄ°LÄ°YÄ° BÄ°LGÄ°LENDÄ°RMELÄ°DÄ°R. EÅŸyanın varma yerine ulaÅŸmasından önce taşımanın sözleÅŸmeye uygun olarak tamamlanamayacağı anlaşılır veya eÅŸyanın gönderilene teslim edilmesinde engeller ortaya çıkarsa, taşıyıcı m. 868’e göre hak sahibi olan yükle ilgiliyi durumdan haberdar etmelidir.

​

2.TAÅžIYICI YÜKLE Ä°LGÄ°LÄ°NÄ°N TASARRUFUNA UYGUN HAREKET ETMELÄ°DÄ°R. Gönderilen tasarruf hakkına sahip olmakla birlikte kendisi bulunamıyor veya eÅŸyayı teslim almaktan kaçınmış ise, bu halde taşıyıcı gönderenin tasarrufuna uygun hareket edecektir (m. 869/2).

​

3.TAÅžIYICI UYGUN SÜRE Ä°ÇÄ°NDE TASARRUF HAKKI KULLANILMADIÄžI TAKDÄ°RDE m. 868/3 UYARINCA HAK SAHÄ°BÄ°NÄ°N MENFAATLERÄ°NÄ° EN Ä°YÄ° ÅžEKÄ°LDE KORUYACAK TEDBÄ°RLERÄ° ALMAK ZORUNDADIR.

 

Taşıma veya teslim engellerinin ortaya çıkması durumunda taşıyıcı sırasıyla aÅŸağıdaki ÅŸekilde hareket etmek zorundadır:

Taşıyıcı yükle ilgilinin tasarrufuna uygun hareket edilmesi ve yük için aldığı koruma tedbirleri karşılığında uygun bir ücret ve yaptığı giderlerin kendisine ödenmesini talep edebilir (m. 869/1, c. 4; 868/I, c. C. 3-4; 869/4). Fakat taşıma/teslim engelleri taşıyıcının riziko alanında yer alan sebeplerden kaynaklanmışsa, bu konuda taşıyıcı talep hakkına sahip deÄŸildir.

 

Taşıma Ücretinin Hesaplanması ve Ödenmesi (m. 870) [2]

​

I. ÖDEME ZAMANI (MUACCELÄ°YET)

Taşıma ücreti eÅŸyanın tesliminde ödenir (m. 870/1). Bu hüküm giderlerin ödenmesini talep hakkı açısından da geçerlidir (m. 870/2).

​

II. TAÅžIMA ÜCRETÄ°NÄ°N EÅžYANIN MÄ°KTARINA GÖRE BELÄ°RLENMESÄ° DURUMUNDA TAÅžIMA/YÜK SENEDÄ°NÄ°N ESAS ALINMASI

Bu halde taşıma ücreti hesaplanırken, eÅŸyaya iliÅŸkin taşıma veya yük senedindeki kayıtların doÄŸru olduÄŸu varsayılır. Bu varsayım, taşıyıcının taşıma senedindeki kayıtların doÄŸru olduÄŸunu kontrol etme imkanına sahip olmadığı durumlarda çekince koyması halinde de geçerlidir.

​

III. MESAFE ÜCRETÄ°

Taşıma veya teslim engelinden dolayı taşıma, süresinden önce sona erdirilirse, taşıyıcı taşımanın tamamlanan kısmı ile orantılı olarak taşıma ücretine (mesafe ücreti) hak kazanır.

Engel taşıyıcının riziko alanından kaynaklanmış ise, bu halde ancak taşımanın tamamlanan kısmında gönderenin ifa menfaatinin bulunması durumunda, taşıyıcı yukarıdaki mesafe ücretine hak kazanır.

 

​

                                                                           

​

​

[1] TandoÄŸan, Mes’uliyet Hukuku, s. 468; Seliçi, Mücbir Sebep, s. 68; ErzurumluoÄŸlu, Edimin Yerine Getirilememesi, s. 43.

​

[2] Schwenzer, Ingeborg: “Force Majeure and Hardship in International Sales Contracts”, Victoria University of Wellington Law Review, Vol. XXLIX, I. 4, p. 714; Baysal, Zarar Görenin Kusuru, s. 171, dn. 621. KarÅŸ. CISG m. 79/I’e göre, baÅŸlangıçtaki imkânsızlığın mücbir sebepten kaynaklandığı hâllerde borçlu, sözleÅŸmenin kurulduÄŸu sırada mücbir sebebi bilmiyor ya da bilse dahi engelden ve sonuçlarından kaçınamıyor ise borcun ifa edilmemesinden sorumlu deÄŸildir. Commentary on the Draft Convention on Contracts for the International Sale of Goods prepared by the Secretariat (Secretariat Commentary), United Nations Document A/CONF. 97/5, Art. 65, par. 4

​

[3] ARKAN, s.44; KAYA (CMR), s.255. CMR bakımından taşıyanın göstermesi gereken özenden, en yüksek özenin (utmost care) anlaşılması gerektiÄŸi yönünde detaylı inceleme için bkz. Silber Ltd. v. Islander Trucking (Queen’s Bench Division, Commercial Court, 6-7 Kasım 1984); AYDIN, s.68 dn.123.

​

[4] ADIGÜZEL, s.45; AYDIN, s.69; KAYA (CMR), s.255

​

[5] TTK m.20’de ve dolaysi ile TTK sisteminde getirilen özen ölçüsünden daha ağır bir özen ölçüsü aranmaktadır (Arkan, Kara Taşımaları, s.44; Arkan, Demiryolu Tasimalari, s.102).

​

[6] KAYA (CMR), s.255. Ancak Yargıtay, kararlarında basiretli bir taşıyanın göstermesi gereken özen kavramına göre deÄŸerlendirme yapmaktadır: Yarg. 11.HD, T.20.04.2000, E.2000/2114, K.2000/3241 sayılı kararı: “Dairemizin yerleÅŸik uygulamasına göre, TTK’nın 20. maddesi uyarınca basiretli bir taşıyıcının göstermesi gereken dikkat ve özeni yerine getirmediÄŸi takdirde taşıyan, kusurlu sayılacaktır.” ARKAN (CMR), s.14; KENDÄ°GELEN/AYDIN, s.145-146. Bu yönde ayrıca Yarg. 11.HD, T.19.02.2008, E.2007/201, K.2008/1874 sayılı karar için bkz.

bottom of page