top of page
Adam gazete okuma

Londra Yüksek Mahkeme Kararı / Davalı: P&I Kulüp

dadasdasd (1).jpg

DAVACI:   DENÄ°ZCÄ°LÄ°K NAKLÄ°YAT VE TÄ°CARET A.Åž. (Kiracı- charterer)

DAVALI:   P&I CLUB (Donatanın Sigorta Åžirketi)

 

DAVAYA KONU OLAY: Açık denizde yol alan yüksek kapasiteli yük taşımacılığı hizmeti ile (lineer servis) iÅŸletilen ve 207 konteyner ile yüklü YUSUF CEPNÄ°OÄžLU adlı gemi, Türkiye – Kuzey Afrika (Ä°zmir-Tunus) arasında seyrederken 8 MART 2014 tarihinde, bir Yunan adası olan MÄ°KANOS’ ta karaya oturmuÅŸtur. Kurtarma hizmetleri yapılmış ancak gemi tamamen kaybedilmiÅŸtir. Olaya konu geminin donatanı da kiracısı (charterer) da Türk ÅŸirketidir. Ek olarak, donatan, P&I Club üyesidir ve geminin uÄŸrayacağı olası hasarlara karşı sigortası mevcuttur. Donatan ile kiracı (charterer) arasında emtiaların taşınması amacıyla bir Zaman Çarter sözleÅŸmesi akdedilmiÅŸtir. Kiracı, söz konusu navlun sözleÅŸmesine uygun olarak donatana karşı TAHKÄ°M muamelesini Londra’da baÅŸlatmıştır ve sonucu LONDRA YÜKSEK MAHKEMESÄ°NE taşımıştır.

​

SAVUNMALAR

​

DAVACI TARAF

​

Olaya konu gemiyi kiralayanlar adına vekili Bay David Lewis, mahkemenin, Türkiye’ deki yargılamaların devam etmesini engellemek için dava açmama emri verilmesi gerektiÄŸi sonucunun haklı bulunması halinde, söz konusu dava açmama emrini kendi yargı yetkisi dışında yerine getirmeyi kabul etmiÅŸ olacağını belirtmektedir.

Ayrıca, Yargıcın, Türkiye’ de var olan hukuki muamelelere iliÅŸkin yargılamayı, sözleÅŸmeden doÄŸan bir hakkın uygulanmasına yönelik bir hak olarak nitelendirmesinin isabetsiz ve yanlış olduÄŸunu iddia etmiÅŸtir. P&I Club sigorta ÅŸirketi ile sözleÅŸmesi bulunmayan kiracıların (charterer) söz konusu hakkının, Türk Hukuku tarafından tanınan bağımsız bir hak olduÄŸu ve sigortacıya karşı doÄŸrudan dava açma hakkı bulunduÄŸu belirtilmiÅŸtir.

Ek olarak, kiracıların sadece, Türk Hukuku’nun kendilerine tanıdığı bir hareket biçiminden faydalandıkları için söz konusu yargılamaya iliÅŸkin can sıkıcı ve baskılayıcı (vexatious and oppressive) nitelendirmesinin son derece yanlış olduÄŸunu vurgulamıştır.

 

DAVALI TARAF

​

Olaya konu geminin donatanının sigorta ÅŸirketi olan P&I Club adına vekili Bay Chirag Karia, Yargıcın söz konusu yargılamayı bağımsız bir dava hakkına baÄŸlı olmaktan ziyade esasen sözleÅŸmeye dayalı olarak sınıflandırmasının haklı ve isabetli olduÄŸunu belirtmiÅŸ ve gerekçe olarak, kiracıların sadece sigorta sözleÅŸmesi kapsamında ve sigortalı için mevcut olanı talep edebileceÄŸini açıklamıştır.

Kiracıların, bu nedenle (sözleÅŸmesel iliÅŸki nedeni) ile P&I Club kuralları uyarınca Londra’ da tahkime baÅŸvurmak zorunda kaldıklarının da açık olduÄŸunu vurgulamıştır. Kiracıların hak ve yükümlülüklerinin bir parçası olarak tahkim yükümlüÄŸünün, mahkemenin bu muameleyi yapmamak için güçlü nedenleri olmadıkça koruması gereken bir hak olduÄŸunu belirtmiÅŸtir.

Ayrıca, her halükârda kiracıların söz konusu hukuki uyuÅŸmazlığı Londra’ da tahkime götürmeleri gerektiÄŸinden, bir Türk mahkemesindeki yargılama sürecinin can sıkıcı ve baskıcı olduÄŸu kanaatini açıklamıştır.

 

 

HÜKME ESAS ALINAN NOKTALAR

​

Zarar gören olarak davacı taraf, P&I Club ’e karşı Türkiye’de doÄŸrudan dava açmıştır. Bu nedenle Yüksek Mahkeme, dava açmama emrinin (ASI) söz konusu davanın koÅŸullarına uygun olup olmadığı deÄŸerlendirilmiÅŸtir. Ayrıca zarar gören olarak davacının, ilk önce sigortalıyı (donatan) dava etmeden donatanın sigorta ÅŸirketine doÄŸrudan dava açma hakkı olup olmadığını, söz konusu hakkı veren yabancı kanun (TTK) hükmünün hukuki niteliÄŸi kabul ederek tartışmıştır.

DoÄŸrudan dava açma hakkının deÄŸerlendirilmesinde, Ä°ngiliz hukuku ve Londra tahkim uygulamasında tanından ve bir kural olarak yazılı olması (konÅŸimentoda) aranmayan, doÄŸal hukukun gereÄŸi olarak kabul gören “pay to be paid” kuralı uyarınca, donatanın davacı/borçlu tarafa ödeme yapması halinde sigortacı P&I Club’ ün sorumluluÄŸunun mevcut olacağı ve bu sorumluluÄŸunun kendi sigortalısı olan donatana karşı olacağı esas alınmıştır.

 

Türk Hukukunda dava konusuna iliÅŸkin ilgili hükmümler

​

Sorumluluk sigortaları
TTK m. 1473
(1) Sigortacı sorumluluk sigortası ile, sözleÅŸmede aksine hüküm yoksa, sigortalının sözleÅŸmede öngörülen ve zarar daha sonra doÄŸsa bile, sigorta süresi içinde gerçekleÅŸen bir olaydan kaynaklanan sorumluluÄŸu nedeniyle zarar görene, sigorta sözleÅŸmesinde öngörülen miktara kadar tazminat öder.

(2) Sigorta, sigortalının iÅŸletmesi ile ilgili sorumluluÄŸu için yaptırılmışsa, sözleÅŸmede aksine hüküm yoksa bu sigorta, sigortalının temsilcisi ile iÅŸletmenin veya iÅŸletmenin bir kısmının yönetiminde, denetiminde ve iÅŸletmede çalıştırılan kiÅŸilerin sorumluluÄŸunu da karşılar. Bu durumda sigorta bu kiÅŸilerin lehine yapılmış sayılır.

 

Doğrudan dava hakkı
TTK m. 1478
(1) Zarar gören, uÄŸradığı zararın sigorta bedeline kadar olan kısmının tazminini, sigorta sözleÅŸmesi için geçerli zamanaşımı süresi içinde kalmak ÅŸartıyla, doÄŸrudan sigortacıdan isteyebilir.

 

Sigortacının zarar görenden bilgi alma hakkı
TTK m.1479
(1) Sigortacı, zarara sebep olan olayın ve zarar miktarının belirlenmesi amacıyla, zarar görenden bilgi isteyebilir. Zarar gören, saÄŸlanması ihtimali bulunan ve istenilmesi haklı görülebilecek ilgili tüm belgeleri sigortacıya vermek zorundadır. Zarar görenin bu zorunluluÄŸa uymaması hâlinde, durumun zarar görene yazılı bildirilmiÅŸ olması kaydıyla, sigortacının sorumluluÄŸu, zorunluluk yerine getirilmiÅŸ olsaydı ödemek zorunda kalacağı miktarla sınırlıdır.

 

Zarar görenle iliÅŸkide ifa yükümlülüÄŸü
MADDE 1484
(1) Sigortacı, sigortalıya karşı ifa borcundan tamamen veya kısmen kurtulmuÅŸ olsa da zarar gören bakımından ifa borcu, zorunlu sigorta miktarına kadar devam eder.
(2) Sigorta iliÅŸkisinin sona ermesi, zarar görene karşı ancak, sigortacının sözleÅŸmenin sona erdiÄŸini veya ereceÄŸini yetkili mercilere bildirmesinden bir ay sonra hüküm doÄŸurur.
(3) Zarar, sosyal güvenlik kurumları tarafından karşılandığı ölçüde sigortacının sorumluluÄŸu sona erer.

 

 

 

TALEBÄ°N SÖZLEÅžMEDEN KAYNAKLANMASI

​

Yüksek mahkeme öncelikle davacı tarafın talebinin sözleÅŸmeden kaynaklanıp kaynaklanmadığını deÄŸerlendirmiÅŸ ve aÅŸağıda yazılı gerekçeler ile sözleÅŸmeden kaynaklanan bir hak olduÄŸu kanaatine varmıştır.

 

Sigortalı tehlikelerini belirlemek için belirlemek için öncelikle sigorta sözleÅŸmesine bakılması gerekmektedir.

Herhangi bir talebin çerçevesi/ limiti Club kurallarında yer alan sözleÅŸme sınırına tabidir.

Dava konusu olaydan doÄŸan sorumluluk, sözleÅŸme süresi ve kapsamında meydana gelen bir olaydan kaynaklanmalıdır.

Herhangi bir talebin, sigorta sözleÅŸmesi ile belirlenen süre içerisinde yapılması gerekmektedir.

 

 

DAVA AÇMAMA EMRÄ° (Anti-Suit Injunction)

​

Mahkeme, P&I Club kurallarının, Ä°ngiliz hukukuna tabi olduÄŸunu ve uyuÅŸmazlığın Londra’da tahkim kurallarına göre çözümleneceÄŸini belirtmiÅŸtir. Bu nedenle dava açmama emrinin olayda uygulanması uygun görülmüÅŸtür. Dava açmama emri, taraflar arasındaki tahkim anlaÅŸmasının yerine getirilmesini amaçlar. Böylece baÅŸka bir mahkemede dava açılmayacak, eÄŸer açılmış ise de davaya devam edilmeyecektir. Ä°ngiliz mahkemeleri, geçerli bir tahkim anlaÅŸması olup yabancı ülkede yargılama süreci ilerlememiÅŸse ve baÅŸkaca herhangi bir engel de yoksa, genelde dava açmama emrini uygulamaktadır. Dava açmama emrinin uygulanması iki durumda mümkün olmaktadır:

1. Bir tarafın münhasır yetki kurallarımı ihlal ettiÄŸi durumlarda, söz konusu emrin uygulanmaması için geçerli bir neden olmadıkça dava açmama emri uygulama alanı bulur.

2. Yabancı davaların baskıcı (vexatious and oppressive) olduğu kanaatine varıldığında, ASI uygulanır.

 

Zarar gören tarafın, söz konusu durumlardan hangisine göre dava açmama emrine mahkûm edilip edilemeyeceÄŸi konusunda çeliÅŸkili iki mahkeme kararı mevcuttur. (HARÄ° BHUM / JAY BOLA)

 

Somut olayda , BHUM kararı baz alınmıştır ve zarar görenin (kiracı), olaya konu sigorta sözleÅŸmesinin bir parçası olsa da aslında sözleÅŸmenin bir “tarafı” olmadığı belirlenmiÅŸtir. Bu nedenle baÅŸka bir yerde devam eden davanın, “tahkim” hükmünü ihlal etmeyeceÄŸini kabul edilmiÅŸtir. Ancak, Club’ ün mahrum kalacağı haklar göz önüne alındığında, Türkiye’de görülen davanın baskıcı olduÄŸunun da açıkça anlaşılmıştır. Bu nedenle ASI kararı verilmiÅŸtir.


Ä°kinci aÅŸamada, Yüksek Mahkeme de ASI kararının yerinde olduÄŸuna kanaat getirmiÅŸtir ancak gerekçesi farklıdır. JAY BOLA kararına paralel olarak, zarar görenin hakkının bağımsız bir hak olmadığı, sözleÅŸmesel olduÄŸu ve Club’ ün kendisine açılan bir herhangi bir davada, sözleÅŸme uyarınca tahkim yoluna gidilmemesi ihlal olarak kabul edilmiÅŸ ve bu gerekçe ile dava açmama emrinin uygulanması uygun görülmüÅŸtür. SözleÅŸmesel olmasının gerekçesi ise; sigortalanan tehlikeleri belirlemede sözleÅŸme hükümlerine bakılması gerektiÄŸi ile söz konusu tehlikenin sözleÅŸme süresi kapsamında meydana gelmesi gerektiÄŸine ve sigortacı P&I Club’ ün sorumluluÄŸunun sınırının sözleÅŸmede öngörülen ile olmasına dayandırılmıştır. Ayrıca yukarıda belirtilen Türk Hukuku’nda uygulanan TTK m.1478’ in zarar görene bağımsız bir hak deÄŸil, esasen sözleÅŸmeyi uygulama hakkı verdiÄŸi kanaatine ulaşılmıştır.

 

HÜKÜM

​

Yüksek mahkemeye baÅŸvuran kiracının baÅŸvurusunun reddine, davalı lehine karar verilerek, davacı yargılama giderlerine mahkûm edilmiÅŸtir. Dava açmama emrinin (ASI) devamına hükmedilmiÅŸtir. Karara karşı temyiz merciine (Supreme Court) itiraz yolu kapalıdır.

bottom of page